Artvin

Artvin


Coğrafi ve kültürel yapısıyla Anadolu'nun diğer bölgelerinden keskin çizgilerle ayrılır. Yüzey şekilleri çok engebelidir. İklim çeşitliliği fazladır. İlin en önemli akarsuyu, 1956 yılına kadar adını veren Çoruh Nehridir. Artvin boğalarıyla meşhur bir il olup simgesi boğadır. Artvin il topraklarının yaklaşık %55’ini ormanlık alanlar kaplamıştır. Murgul'da bakır madeni vardır. Tarihte genellikle Livane ve Çoruh adıyla bilinir. Artvin il nüfusunu Gürcü,Kıpçak Türkleri ve Lazlar oluşturur.Millî parklarıyla ünlüdür. Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl Sahara Millî Parkı görülmeye değerdir. Efeler-Gorgit Tabiatı Koruma Alanı esas olmak üzere Camili yöresi Birleşmiş Milletler ''Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'' tarafından biyosfer rezerv alanı olarak belirlenen Türkiye'deki tek bölgedir ve bir dünya mirası olarak görülmektedir.Artvin, coğrafyası gereği yayla kültürünün korunduğu yörelerimizden birisidir.

Tarih
Antik çağlar

Toprak yapısının elverişsiz olması ve bilim merkezlerinden uzaklığı nedeni ile planlı ve bilimsel tarzda arkeolojik çalışmalar yapılamamıştır. 1933 ve 1955 yıllarında Yusufeli ve Şavşat yörelerinde halkın bulduğu bakır baltaların M.Ö. 3000-4000 yıllarına ait olduğu sanılmaktadır. Aynı yörede bulunan tunç baltaların M.Ö. 3000-2000 yıllarına ait oldukları bilinmektedir.Artvin ve çevresi tarih öncesi devirleri Cilalı Taş Devri'nden başlayarak Bakır, Tunç ve Demir çağlarını sırası ile yaşamıştır. M.Ö.10 bin ile 8 bin yıllarından kalma Cilalı Taş Devri'ne ait insan izleri Artvin’de de bu çağlarda insanların yaşamış olduğu izlenimini vermektedir. Bulunan madeni eşyalar ise tarih öncesi devirlerin sırası ile yaşandığını belgelemektedir.

İlk devletler
Artvin’e egemen ilk kavim Hurriler dir. M.Ö.2000 yılından başlayarak Hurriler Artvin ve çevresinde site devletleri kurmuşlardır. Hititler M.Ö.1360’tan itibaren 20 yıl sürdüğü seferler ile Artvin’i ele geçirmiştir. Urartular, kuzey sınırlarını Artvin’e kadar genişlettiler. Ancak doğudan büyük göçlerle gelen İskitlerin baskısına dayanamadılar ve yıkıldılar. Artvin bu kez Kafkasya merkezli İskit Devleti'nin batı sınırında yer aldı. İskitler, Artvin’i ele geçirerek bu alanı askeri üs olarak kullanmaya başlamışlardır.
İskitler sonrası Arsaklar adı verilen sülale Artvin’e egemen oldu. Şamanist dini öğretiye inanan bu sülale M.S.350’li yıllarda Bizans etkisinde kalarak İsevi dini kabul ettiler. Daha sonra da Bizans’ın tahakkümü altına girdiler. 575 yılında Hazar Türkleri Çoruh boylarına egemen oldular. Hz.Osman döneminde İslam orduları kumandanı Mesleme Oğlu Habib Bizans’ı yenerek Şavşat, Ardanuç, ve Artvin’i ele geçirdi. Emeviler döneminde Hazarlar ile birleşen Artvin halkı İslam ordularına karşı direndi. 786’da Abbasi Halifesi Harun Reşid Çoruh bölgesini başkenti Bağdat’a bağladı.853-1023 yıllarında Artvin'de Bagratlar ve Sac adlı Abbasilere bağlı iki beylik kuruldu. Sac emirliği yıkılınca Artvin tekrar Bizans’ın eline geçti.
Alparslan 1064’te Gürcistan seferine çıkarak Çoruh boylarını ele geçirdi. Alparslan’ın ölümü üzerine Bizans’tan yardım alan Gürcü Kralı Gorgi Artvin’i tekrar ele geçirdi. Fakat 1081’de Melikşah’a yenilince Melikşah’ın desteği ile Çoruh’uda içine alan Erzurum - Bayburt - Kars merkezli Saltuklu Beyliği kuruldu. Türk nüfusunun Artvin’e yayılması hızlandı. Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılışı sonrası Artvin Azerbaycan merkezli İldeniz Oğlu Atabeyliği'ne bağlandı. 1263’te Kubilay Artvin’i ele geçirerek bu yöreyi İlhanlı topraklarına kattı. 1265’te Kıpçak Türkü olan Sarkis bu yörede Çıldır Atabeyliği'ni kurdu.

Osmanlı Dönemi
Artvin ilinin Osmanlı yönetimine ne zaman geçtiği konusunda kesin bir bilgi ya da belge yoktur. II. Mehmed’in Trabzon Rum İmparatorluğu'nu yıkarak Karadeniz Bölgesi'nin sahil kıyısını Artvin ilinin kıyı kesiminden itibaren ele geçirdiği bilinmektedir. Bu sırada Artvin, Yusufeli, Ardanuç, Borçka, Çıldır Atabeyliği'nin elinde bulunuyordu.
I. Selim Trabzon valisiyken Gürcistan’a yaptığı seferde Batum’un güneybatısında bulunan Güney Kalesini ele geçirmiştir. Bu kalenin adı ile sancak kuran I. Selim sancağa Borçka, Hopa ve Artvin’i bağlamıştır. 1534'te Erzurum beylerbeyi Mehmed Han, Yusufeli civarına akınlar yapmıştır. Ardanuç Atabeyi II. Keykavus ayaklanınca I. Selim’in oğlu padişah I.Süleyman ikinci veziri Kara Ahmet Paşayı isyanı bastırmakla görevlendirmiştir. Kara Ahmet Paşanın ikinci seferi ile Pert-Eğekte adlı ilk Livane Sancağı kuruldu. 1549-51 yılları arasında Şavşat-Yusufeli arasındaki Ardanuç bölgesi iki yıl kadar II. Keykavus’un elinde kaldı. 13 Haziran 1551 günü Ardanuç Kalesini de fetheden Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa bu bölgeyi de Osmanlı'ya kattı.
Artvin ve çevresi yaklaşık 250 yıl Osmanlı Devletinin egemenliğinde kalmıştır. 1828 Osmanlı-Rus savaşı ve savaş sonucu imzalanan Edirne Anlaşması ile Ahıska Osmanlı elinden çıkınca Çıldır eyalet teşkilatı bozuldu. Anlaşma gereği Çıldır eyaletinin bir kısmını Osmanlı kaybetti. Buna karşılık Artvin, Borçka, Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli Osmanlı elinde kaldı.
Rusların güneye inme ve dünya imparatorluğu yaratma planı ile 1877-78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus savaşı çıktı. 24 Nisan'da Rusya Kars, Ardahan ve Batum’u işgal ettikten sonra Türk topraklarına doğru ilerlemeye başladı. 2 Mayıs 1877’de 800’den fazla askeri şehit ettiler. Ardahan çevresini ele geçiren Ruslara karşı Artvin halkı Ardanuç ve Şavşat’a doğu göç etmeye başladılar.
Şıpka geçidinde hatalı hatlar kuran Süleyman Paşa yüzünden Ruslar bu hatları delerek Doğu Anadolu içlerine kadar ilerlediler. Osmanlı barış teklifinde bulunmak zorunda kaldı. 3 Mart 1878’de Osmanlı ile Rusya arasında 29 maddeden oluşan Ayestefanos barışı imzalandı. 19. maddesinde yer alan 245.207.301 altın tazminatını ödemeyen Osmanlı, Kars, Ardahan, ve Batum topraklarını Rusya’ya tazminat karşılığı vermek zorunda kaldı. Bu barış Avrupalı devletlerin çıkarına aykırı düşünce 23 Aralık 1978’de Berlin Barışı imzalandı. 

Cumhuriyet Dönemi
1924 yılında sancaklar vilâyet haline dönüştürülünce Artvin de vilâyet oldu. Ancak Artvin vilâyeti 1 Haziran 1933'te lağvedildi ve burası bir kaza merkezi olarak merkezi Rize olan Çoruh vilâyetine bağlandı. Bu durum 3 yıl kadar sürdü. Artvin 4 Ocak 1936 tarihinde yeni kurulan Çoruh vilâyetinin merkezi oldu. 1956 yılında ise Çoruh adı kaldırıldı ve ilin adı Artvin haline getirildi. 

Coğrafya
Artvin'in iklimi Karadeniz iklimidir. Kıyı kesimlerinde ılık ve yağışlı iklim tipi egemendir. Artvin merkezinin de ılık ve yağışlı bir iklim tipi vardır. İlin yüksek kesimleri diğer Karadeniz bölgesi illerinde de olduğu gibi kışları kar yağışlıdır. Ancak bütün yıl yağışlı ve serindir. Artvin'in genelinde görülen Karadeniz iklimi, Şavşat'ın, Ardanuç'un ve merkez ilçenin rakımı yüksek olduğu yerlerde kışları daha sert geçer.

Akarsular
Çoruh Nehri ve Vadisi:
 3225 m. rakımlı Mescit Dağları’ndan doğarak toplam 466 km. kat ettikten sonra Gürcistan sınırları içerisinde Karadeniz’e dökülmektedir. Nehir aynı zamanda dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biridir. Yöre, her yıl dünyanın her tarafından gelen, rafting, kano ve nehir kayağı gibi akarsu sporlarını yapan yerli ve yabancı sporcuları ağırlamaktadır. Zengin flora ve faunaya sahip Çoruh Nehri Vadisi, aynı zamanda kuşların göç yolu üzerindedir. Nehrin çevresindeki bazı kayalıklarda nesli tükenmekte olan kızıl akbaba türü koloniler halinde yaşamaktadır. Ayrıca Çoruh Vadisi boyunca; boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban domuzu, kurt, çakal, tilki, porsuk, sansar, su samuru, tavşan, keklik, yaban horozu, çulluk, yaban ördeği, üveyik, sarıasma, sarısandal, ardıç kuşu, güvercin, tahtalı kuşu ve çeşitli yaban hayvanı türleri bulunmaktadır. Bayburt’tan başlayıp İspir ve Yusufeli’ni takip ederek Artvin’e kadar uzanan ve yaklaşık 260 km. uzunluğundaki nehirde, 4 farklı etapta rafting yapılmaktadır. Zorluk dereceleri 1, 2, 3, 4, 5, 6’ya kadar çıkmaktadır. Profesyonel sporcuların tercih ettiği nehirde, 1993 yılında 4. Dünya Akarsu Şampiyonası yapılmıştır

GÖLLER
Borçka Karagöller: Boçka camili karayolu üzerinde olup,Borçka ilçesine 27 km. uzaklıktadır.1800 lü yıllarda bugünkü Klaskur yaylasının yakınında bulunan bir tepenin toprak kayması sonucu Klaskur deresinin önünü kapatması ile oluşmuş göllerdir. Zengin orman örtüsü ve flora çeşitliliği ile ilgi çekmekte olup kamp turizmi için ildeki sayılı yerlerdendir. Ayrıca yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Şavşat Karagöl: Şavşat ilçesine 25 km. uzaklıkta olup, Sahara Karagöl Milli Parkı içindedir. Kamp ve Karavan Turizmi için ilimizdeki en uygun yerlerdendir. Göl kenarında özel sektör tarafından işletilen 20 kişilik konaklama tesisi bulunmaktadır

Dağlar
Kaçkar Sıradağları:
Rize ve Hopa arasında yer alan, yıl boyunca gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, binbir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park görünümünde olan Kaçkar Sıradağları’nın en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran (3932 m.) ve Verçenik’tir (3710 m.).Dağa yaz aylarında tırmanmak ne kadar kolay ise kış aylarında tırmanmak o kadar zordur. Kış aylarında kar, vadileri doldurur, yaylaları örter ve evler yok olur. Ayrıca, buzulların eğimi her zaman çığ düşmesine uygundur. Kaçkarlar; Doğu Karadeniz’de Rize – Hopa kıyılarına paralel olarak uzanır. Ağustos ve eylül ayları, yaz tırmanışları için en uygun zamandır. Kış tırmanışlarında ise şubat ve mart ayları en uygun zamandır. Kaçkar Dağları, genel olarak granit, siyenit, granodiorit ve andezit türü kayaçlardan oluşmuş, şiddetli akarsu ve buzulların aşındırması sonucunda da sert bir görünüm kazanmıştır. Deniz kıyısında yükselmeye başlayan bu dağların kuzey yamaçları gür orman örtüleri ile kaplıdır. Kaçkar Dağları batıdan doğuya doğru 3 bölüm halinde uzanır. Batıda Verçenik, ortada Kavran ve doğuda Altıparmak Dağları yer alır. Kaçkar Dağları’na kuzey ve güney rotaları takip edilerek çıkılabilir. Kuzey rotası daha çok profesyonellerin tercih ettiği rotadır.
Kaçkar Dağları Türkiye ile Gürcistan arasında geçit kuşlarının göç yolları üzerinde bulunması, endemik bitki çeşitliliği ve uygun trekking parkurları ile ilimizdeki görülebilecek yerlerdendir.

GEZİLECEK YERLER
Kaleler
Şavşat (Satlel) Kalesi
: Şavşat ilçesi Söğütlü Mahallesi'nde bulunmaktadır. Bagratlı Krallığı zamanında inşa edilmiş Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde terkedilmiş olan kalenin sur duvarlarının büyük bir bölümü ayaktadır.
Ardanuç (Gevhernik) Kalesi: Ardanuç ilçesi, Adakale Mahallesi’nde bulunan yapı, yöredeki en eski ve en önemli kalelerden birisidir. Kalenin ilk yapımına milattan önceki dönemlerde başlandığı bilinmektedir. Bagratlı Krallığı, Çıldır Atabekleri ve Osmanlıların yönetim yeri olarak kullanılmıştır. İçkale ve etrafı surlarla çevrili şehir yapısıyla tek örnektir. Geçmiş dönemlere ait çeşitli kalıntıların yanı sıra Kanuni Sultan Süleyman’a ait kitabesiyle de dikkat çekmektedir.

Cami ve Türbeler
Artvin il ve ilçelerinin önemli camileri Ortacalar Merkez Camii (Arhavi ilçesi) Muratlı Camii (Borçka ilçesi), Esenköy Camii (Murgul ilçesi) Kocabey Camii (Şavşat ilçesi) Demirkent Camii (Yusufeli ilçesi), İskender Paşa Camii ve Türbeleri (Ardanuç İlçesi)’dir.
İskenderpaşa Camii ve Türbeleri: Ardanuç ilçesi, Adakale mevkiinde bulunmaktadır.Osmanlı döneminde yapılmış, 1553 yılında tamir edilerek tekrar ibadete açılmıştır. Yanında Osmanlı dönemine ait Hatice Hanım, Ali Paşa ve Süleyman Paşa’ya ait türbeler bulunmaktadır.Yörenin ilk camisi olması açısından önem taşımakta olup günümüze sağlam olarak gelmiştir.
Kiliseler ve Manastırlar
İnanç turizminin önemli merkezlerinden olan Artvin’de Altıparmak (Barhal) Manastır Kilisesi Camii (Yusufeli ilçesi ), Hamamlı (Dolıshana) Manastır Kilisesi (Merkez), İşhan Kilisesi (Yusufeli ilçesi), Yeni Rabat Kilisesi (Ardanuç ilçesi), İbriga Şapeli (Borçka ilçesi), Tibeti Kilisesi ( Şavşat ilçesi), Köprülü Kilise ( Şavşat ilçesi), Porta Manastır Kilisesi (Merkez) Dörtkilise Manastırı (Yusufeli ilçesi) önemli olan kilise ve manastırlardır.

Köprüler
Berta Köprüsü: Artvin-Şavşat yolu üzerinde bulunmaktadır. 1878 yılında Osmanlılarca yaptırılmış olup, döşeme uzunluğu 64 m’dir. Üç gözlü ve düz yollu köprüler sınıfına girmektedir. Yapı günümüze sağlam olarak ulaşmıştır.
Ortacalar Çifte Köprü: Arhavi ilçesi Anlı ve Küçükköy yol ayırımında bulunmaktadır. Birbirine dik gelecek şekilde planlanan iki köprüden meydana gelmektedir. Her ikisi de gözlü ve yolu eğimli olan taş köprüler grubuna girmektedir. Günümüze sağlam olarak ulaşmışlardır.

Sportif Etkinlikler
Rafting:

İlçe topraklarını güneyden kuzeye akarak ikiye bölen Çoruh Nehri üzerindeki dünyanın Zambezi ve Biobio nehirlerinden sonra en iyi akarsu sporları parkurlarına sahip olması ili su sporları açısından önemli bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Ayrıca Kaçkar dağlarından doğan ve Çoruh nehrinin önemli kollarından biri olan Barhal çayında da ideal su sporu parkurları bulunmaktadır. Çoruh nehri ve Barhal çayında Haziran-Ekim ayları arasında rafting, katamara ve kano sporları yapılabilmektedir. Ayrıca 4. Dünya Akarsu Sporları Şampiyonası 1993 yılında Çoruh nehrinde yapılmıştır. 
Trekking ve Dağ Yürüyüşleri: Doğu Karadeniz bölgesinin en yüksek dağ silsilesinden olan Kaçkar dağlarında, dağ tırmanışları için Türkiye’nin en uygun trekking parkurları bulunmaktadır. Yöreye gelen dağcı grupları ve dağcılar genellikle Yusufeli Yaylalar Köyünden, Rize-Çamlıhemşin;Ayder yaylasına yürüyerek Trans-Kaçkar yürüyüşlerini tamamlarlar. Ayrıca yörenin diğer dağı olan Altıparmak dağlarında da uygun trekking parkurları bulunmaktadır. 
Kamp-Karavan: Sahil şeridinde bulunan plajlarda, orman içi dinlenme yerlerinde, milli parklarda Kamp ve karavan turizmi için uygun yerler mevcut olup bunların başında; Kemalpaşa Plajı ve çevresi, Kafkasör Orman İçi Dinlenme Yeri, Borçka Karagöl, Şavşat Karagöl, Hatila Vadisi, Sahara, Yusufeli Kaçkar Turizm Merkezi ve Yusufeli Çevreli Köyü Rafting Kamp Merkezi’dir. Ayrıca Yusufeli ilçesi Çevreli köyünde rafting kamp alanı bulunmaktadır. 
Olta Balıkçılığı: İl genelinde yer alan akarsu ve göllerden özellikle Barhal Çayı’nda, Hatila Deresi’nde, Arhavi Ortacalar Deresi’nde ve Borçka Camili-Maçahel Deresi’nde, yüksek kesimlerde yer alan halk arasında Karagöl olarak adlandırılan göllerde olta balıkçılığı yapılmaktadır.
Avlaklar: Topraklarının çoğunluğu dağlık ve engebeli arazi üzerine kurulmuş olan ilçede av turizmi için uygun alanlar bulunmaktadır. Özellikle dağ keçisi, ayı, kurt, tilki ve doğal alabalık ilçedeki önemli avlaklar arasındadır.

Ekonomi
Artvin'in ekonomisi tarım açısından incelenecek olursa çay, fındık ve son dönemlerde kivi tarımına dayalıdır. Ayrıca Yusufeli ilçesinde zeytin ve pirinç tarımı yapılmaktadır. Az da olsa narenciye üretimi mevcuttur. Aynı zamanda Karadeniz mısırı Şavşat ve Murgul gibi ilçelerde ön plana çıkmaktadır. Ancak küçük aile işletmeciliği yapılmaktadır. Yeni yapılan baraj sayesinde bu ilçenin ve Artvin'in kışları sert geçen yerlerinin artık daha ılık geçeceği öngörülmekte, çay ve kivi üretimine olanak sağlayacağı düşünülmektedir.Artvin endüstri yoğun bir şehir değildir. Çay ve fındık fabrikaları mevcuttur. Aynı zamanda Murgul'da bakır çıkarıldığı için bakır işletmeciliği yapılmaktadır.

Kültür
Artvin'de Karadeniz ve Kafkas kültürü hakimdir. Kafkas kültürü Kıpçak Türklerinde ve kısmen Gürcülerde vardır, Karadeniz kültürü ise Laz, Hemşinli ve Gürcülerde vardır. Mısır unu yaygın kullanılır. Ayrıca kıyıda hamsinin her çeşidi tüketilir. Kara lahana Artvin'de vazeçilmez bir üründür. Yöresel çalgılar, tulum akordiyon,davul ve zurnadır.Saz Kıpçak Türkleri içinde vazgeçilmez bir çalgıdır. Artvin yöresinde Bar oyunları ve adı Artvin Barı olan fakat Atatürk'e ithafen adı Atabarı olarak değiştirilen halkoyunu, Artvin ile özdeşleşmiştir. Artvin ili'nin simgesi Boğa'dır. Her yıl Geleneksel Boğa Güreşleri Festivali yapılır, Kafkasör festivali bunların içinde en ünlüsüdür.

Ne Yenir?
Yöresel yemek çeşitleri bakımından oldukça zengin olan Artvin mutfağında Ağartı denilen süt ve süt mamüllerinden yapılan yemekler arasında “kuymak” mahalli yemek olarak yaylacılar tarafından yapılır. Yörede yetişen sebze ve kır otlarından değişik türlerde yemekler de yapılmaktadır.
Hamur işlerinde; hinkel, cergebas, bişi, katmer, erişte, lokum (lokma) ve börekler yer almaktadır. Hinlek ve çergebas denilen hamur yiyecekler çevreye özgüdür. Topluca yapılan “harfana”larda ve ziyaretlerde taze etlerle ve ağaç şişlerle hazırlanılan kebaplar yörede önem arz etmektedir. Ayrıca köylerde kışlık kavurma yapıp saklanır. Dibek veya dinklerde döğülerek hazırlanan ve adı halk arasında “gendirme” ve “keşkek” olarak bilinen yemekler çok bilinen yöresel yemeklerdir. Çorbalardan “püşürük” adlı çorba, en çok bilinenlerdendir. Bunlardan başka, “çılbır”; “Kaygana (Omlet)”; yağlı, lorlu veya sadece etle yapılan soğanlı yahni de yerli yemekler arasındadır. Ayrıca sahil kesiminde yer alan halkın mahalli yemekleri arasında, hamsi balığından hazırlanan; hamsili pilav, hamsili buğulama, hamsili mısır ekmeği (cadı), hamsi salamura yer almaktadır. Başlıca tatlılar, hasuta, kaysefe, zurbiyet, ballı lokumdur.
Ne Alınır?
Ağaç oyma ve filiz, dal kabuğundan örülen eşyalar, toprak çanak, çömlek, bakır mamulleri ve kilim yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır.
Yapmadan Dönmeyin... 
Borçka Karagöller ve Camili Havzasını gezmeden
Çoruhta rafting, Kaçkarlarda trekking yapmadan,
Kafkasör Yaylasında Boğa Güreşlerini İzlemeden,
Puçuko yemeden,
Dönmeyin...